Ana içeriğe atla

(Göçmen) Değil, Disipline Edilme: Türkiye’deki Afganların Günlük Yaşamı

Deniz Sert, Kadir Has Üniversitesi'nden bir akademisyenle birlikte, Türkiye'deki (göçmen) deportasyon politikalarını Afgan göçmenler üzerinden incelemektedir. Türkiye, dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmasına rağmen, Afganlar ülkenin en büyük korumasız topluluğu olarak dikkat çekmektedir. Araştırma, deportasyon politikalarının Afganlar için nasıl şekillendiğini ve Afgan göçmenlerin deportasyon riskiyle sürekli karşı karşıya kalırken günlük yaşamlarında hangi stratejileri kullandıklarını derinlemesine araştırmaktadır.
Çalışma, Türkiye'nin deportasyon politikalarının büyük ölçüde gayri resmi iş gücü piyasasının taleplerine dayandığını ortaya koymaktadır. Bu iş gücü, ülke iş gücünün yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. Bulgular, devletin Afgan göçmenlerin zorla çalıştırılması ve aşırı hareketliliğini hem tolere ettiğini hem de gizlediğini, deportasyon tehdidini bir disiplin ve kontrol aracı olarak kullandığını göstermektedir. Bu durum, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 8'e aykırıdır, çünkü bu hedef, decent work (insana yakışır iş) ve ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir ve sömürücü iş koşullarını ele almayı, tüm çalışanlar, özellikle de göçmenler için adil ve güvenli istihdam sağlamayı vurgulamaktadır.
Araştırma, Afganların deportasyondan kaçınmak için çeşitli stratejiler kullandığını, bunlar arasında qawm temelli (etnik ya da akrabalık) ağlarını kullanmayı, Afgan derneklerinden destek aramayı ve yetkililerle sokak düzeyinde müzakerelere girmeyi içerdiğini de belirtmektedir.